13 Ağustos 2009 Perşembe

İZMİRLİYİM, İZMİRLİ OLMAKLA ÖVÜNMEYE KARŞIYIM

Son yıllarda giderek güçlenen bir ‘İzmirli olmakla övünme’ fenomeni yaşanıyor. Hele şu facebook’ta bas bas “İzmirli olmak ayrıcalıktır” diye bağıran gruplar yok mu, orada yazılanlara tahammül edemiyorum. İzmirli olmak neden ayrıcalıkmış, işte açıklamaları: kızları çok güzelmiş, çok bakımlıymış, mini etek giyene bakılmazmış, simide gevrek denirmiş, şehir çok modernmiş, batılıymış, insanların hepsi Atatürkçüymüş vesaire, vesaire. Ben de İzmir’de doğup büyüdüm. Annemle babam da İzmir’de doğup büyümüşler. İyi kötü iki kuşak İzmir’liyiz yani. Üniversite için İstanbul’a gelince, senede en fazla bir ay İzmir’de kalır oldum. Orası hala çok sevdiğim, benim için anılarla dolu bir yer. Buna rağmen İzmir’in bu kadar övülecek bir şehir, İzmirliliğin ise bu kadar övünülecek bir kimlik olduğunu hiç düşünmüyorum. Evet Türkiye şartlarında modern bir şehir sayılır belki ama nereden baktığınıza bağlı. Kordon’da oturup yüzünüzü denize dönerseniz, içiniz açılır, doğru. Oysa İzmirliler yüzlerini körfezin sırtlarına hiç çevirmezler. İzmir sırtlarının tamamını kaplayan gecekondulara bakmamayı, orada yaşanan fakirliği, sefaleti, plansızlığı ve bunların beraberinde getirdiği sosyal problemleri görmemeyi tercih ederler. Şehrin ağaçtan ve yeşilden yoksunluğu da rahatsız etmez onları, nasılsa körfezin mavisi yeter manzarayı renklendirmeye. İzmirliler üstelik ayrımcıdırlar, kendileri gibi olanları sever, kendilerine benzemeyenleri dışlarlar. İnsanları dış görünüşlerine göre yargılayıp sınıflandırırlar. Türkiye’nin geri kalanında yaşayanları tanımaz, yaşananları bilmez, bilmek de istemezler. İzmir aslında bir türlü ileri gitmeyen, hep yerinde sayan bir şehirdir. Ekonomisi, sanatı, kültürel ortamı yeterince gelişmemiştir. İzmirliler sıkı Atatürkçüdürler evet ama Atatürkçülük ve laiklik konusunda dar kafalıdırlar. Resmi ideolojinin ve resmi tarihin dışında birşey bilmez, okumazlar. Bu nedenle Türkiye’nin problemlerine 1930’ların penceresinden bakarlar. İzmirli olmayı ayrıcalık sananlar, övündükleri şeyin aslında İzmir’e değil belli bir sosyo-ekonomik sınıfa ait olmakla ilgili olduğunu bir türlü idrak edemezler.

Resim: İzmir Büyük Şehir Belediyesi fotoğraf arşivi

6 yorum:

zafer dedi ki...

Vallahi bakmaya geldim..Hani yazmışsınız ya Damlıbaykuş(ay Gamlıbayankuş ..yok Gamlıbaykuş)'a yeni blog açtım gel demişsiniz ya altkat yorumcu iken notunuzu görünce merakıma yenildim bir merhaba deyip bakayım dedim..Blogunuz hayırlı olsun dilerim..İzmir'e selam ve sevgiler :)

Aselban dedi ki...

Efenim hoş geldiniz, sefalar getirdiniz, blogumun ilk yorumcusu oldunuz, eksik olmayınız. Yine bekleriz :)

karga'nın günü dedi ki...

Offff...Ne bu şiddet bu celal. Hocam geri dönüşünüz müthiş oldu, hiç de fena olmadı. İzmir'in hali malum ama yine de geri dönmeye değmezmi ha ne dersin? Şöle altlı üstlü komşu olsak nasıl olur? ;)))
Tekrar hoşgeldin!!! İyi gaz veriyorum di mi??

zafer dedi ki...

İlginç bir yorum yazmışsınız..Başka düşünen bir İzmirli'den değişik bir yorum okumak hoş..Ben askeri eğitimimi İzmir'de yaptım(Narlıdere Asteğmen Okulu)..Haftasonları KonakMeydanı'na inerdik ve oradan dağılırdık şehre.Gerçekten bana epeyce ters bir şehir gelmişti.Mesela Karşıyaka'ya geçmiştim ki İstanbul'da bir kıtadan diğerine geçiş orada körfez geçişi oluyordu bana acaip gelmişti.Resimlerde gördüğüm gibi gelmemişti birçok şey(Konak Meydanındaki saat Kulesi çok küçük mesela,kordon boyu resimlerdeki ihtişamından uzak..vs).Yerleşim açısından aklıma ilk gelebilenler bunlar fakat insanlarını tanıma imkanı çok bulamadım o kısa sürede(4 ay'ın 3 ayı haftada 2 gün izne çıkabildik)..İnternette dolaşan mailler sanırım son dönemde siyaset alanındaki endişelere yönelik olmalı.Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda..Sevgiler

zafer dedi ki...

Profilinizde kendi hakkınızda yazdıklarınız...Eee sonra sonraaa dedirtiyor insana(masallarda yazar ya,efendim Kaf Dağının ardındaki ülkenin prensesi gece gibi saçlı.....Ama kralın sevgili kızının bir derdi varmış..Diye devam eder) ... :))

Selma BLAU dedi ki...

Cok begendim yazınızı Sayın Enstitü,hemen ayaarlıyorum saatimi:)