1 Eylül 2009 Salı

BİR SOFRANIN ETRAFINDA

"Size yemek yapmayı özledim" dedim İ'ye, "sofrada hep beraber olmayı özledim, dönmek istemiyorum oraya". Ve dönmedim. Londra'da geçirdiğim o bir yılda arkadaşlarım olmadan mutlu olamadığımı öğrendim. Bir araya gelmek eylemini ne kadar sevdiğimi orada tek başımayken fark ettim. Ferzan Özpetek'in Cahil Periler'indeki ya da Saturno Contro'sundaki gibi, bir sofranın etrafında yaşamakmış meğer istediğim. Ege kıyılarında bir aşağı bir yukarı gidip gelirken bunu bir kez daha idrak ettim. "Gümüldür'deyiz" dedik, "öğlen oradayım" dedi A. "Çeşme'deyiz" dedi O ile S, "Cuma sizdeyiz" dedik. P de geldi İstanbul'dan. "Geldiniz mi?" diye sordu B ile Ş. "Yıldızburnu'nda buluşalım öyleyse". S ile P arayınca "Asos'talarmış?" dedi U. "Tamam" dedim, "gideriz". Gittik. "Hadi dönün artık" dedi İstanbul'dakiler. Döndük. Şimdi Ege'dekileri arayıp "hadi" diyoruz. Sofrayı hazırlıyoruz.

Resim:  'A dinner in Brittany' by Karl Gietl

Hiç yorum yok: